17 Ağustos 2012 Cuma

yeniden dogmak...




bir kokuda saklidir bazen düslerimiz...anilarimiz...özlediklerimiz.

Cocuk gibi heycanlanir insan ufak bir ani aklina geldiginde...

Dogdugumuz ilk andan ....verdigimiz son nefese kadar uzanan ince bir cizgi ...zaman.

Ve biz herseyi ona sigdirmaya calisan birer canli. Heycanla yasadigimiz her andan sonra daha fazlasini isteyen hic yetinemiyen birer canli.
Üzüldügümüz her an karamsar bir sekilde kendi kabugumuza cekilen ...ve en ufak bir umut isiginda hic birsey olmamis gibi yine unutup yeni düsler kuran birer canli.

Zamanla yaslanan...yaslandikca icindeki o cocugu kaybeden...karanlikla savasan oysa her tarafi umut dolu birer canli.
Her aldigimiz nefesin ne kadar büyük bir mucize oldugunu unutan....her uyandigimiz günün ne kadar güzel olabilecegini umursamiyan....her uykuya daldigimizda gördügümüz rüyalarin
tadini cikarmadan uyanan birer....canli.

Evet biz canliyiz ama bunu unutmus olmaliyiz...

Ciplak dogdugumuz bir hayata ... bizim icin secilmis kiyafetleri giyerek devam eden....icimizdeki özgürlügü derinlere gömüp baskalarinin istedigi gibi yasiyan birer zavalliyiz...

Oysa cokmu zor yasamak...cokmu zor nefes almak....cokmu zor umutlanmak...

Kimin icin yasiyoruz bu hayati...kimin kurallari bizi yoruyor bu kadar...kime inanmak istiyoruz kendimiz varken onlar niye daha agir basiyor...özlem dolu bir yorgunluk tatmadan ölü veriyoruz
onlar istedi diye...

Onlara bu gücü veren biz degilmiyiz zaten...onlari secen onlari besliyen...onlari hergün yeniden doguran...onlar yani korkularimiz ...icimizde sakli bize hep bir duvar ören korkularimiz.

Ne kadar fakiriz aslinda kendi irademizden uzak birer varlik...anlamsiz bir yolda yorulmadan anlam ariyan...bulamadikca yaslanip kabullenen birer canli.

Oysa ne kadar kolay nefes almak....oysa ne kadar kolay sessizlige saklanip o ani yasamak....oysa ne kadar kolay son nefesini verirken korkmadan yeniden dogmak....

10 Ağustos 2012 Cuma

Geceler güzelken bir ara....

Rüzgar sicak esiyor bu Gece sessiz...umut dolu bir Gece....herkes uyudu daldi kendine ait rüyalara. Ay Baba uzaktan gülücük atiyor etrafi aydinlatiyor ve Deniz fazla ses vermiyor sanki oda yorulmus ve dinleniyor bu Gece.

Bütün bir Sehir sanki ayaklarimin altinda bir adim kadar yakin ama bir o kadarda uzak geliyor baktikca. Yapraklar rüzgarin sesini yansitiyor bir yaz hikayesi anlatiyorlar sanki.

Bir Insan ne kadar huzur doluyor böyle anlarda. Anlaticak birsey bulamiyor sadece seyretmek, hissetmek ve yasamak istiyor su ANI.

Insan aslinda ne kadar az birseyle mutlu olabiliyor hayatta. Ve su an icin fazla mala mülke bile ihtiyac yok. Sadece dogru zamanda dogru yerde olmak yetiyor bazen. O zamani bulmak ama zor olabiliyor ....hatta cok ugrastira biliyor. Hedefsiz bir yol gibi aratiyor kendini....tam buldum derken
yine uzaklasiyor senden...

Kaderin bir oyunu diyor bazilari ve bikiyor kosmaktan....yorgun düsenlerde oluyor ....hatta hic ugrasmak istemiyenlerde....oysa bir düs kadar kisa olsada denemek gerek bazen....zorlamak hayatta.

Neler kaybederim korkusu ...neler kazana bilecegini unutturuyor sana o an. Belki unutmasak kosariz nefes nefese hic yilmadan...

Bir kafeste yasiyor insanlar ....ölüyorlar.
Bir kapi kolunu cevirmek kadar kolay ...oysa düslerin gercege dönüsmesi. Korkularin arkasinda sakli aradigin o eksik parcalar...bilmedigin yerlerde araman lazim ....alistigin hayat sana sadece alistigin hayati sunar....

Sana anlatilan hayat anlatildigi gibi olmak zorunda degil....sana verilen kurallar senin kurallarin degil...sana sunduklari düsler seninkiler gibi degil.....onlarin birseyleri eksik yasamasi seninde bu hayata dahil olucagin anlamina gelmez.

Kaybetmek hic denememekten iyidir ..... yol almak oldugun yerde kalmaktan daha yakindir hayata....
kafeste ölmeden ac kapilari belki hayat vardir Ay isiginin altinda.....





5 Mayıs 2012 Cumartesi

Kral Ciplak....



Geceleri gördügüm Rüyalar hic gercek olmadi. Ama hep bir umut katti. Günes beni hep ISITTI ama sicagi hic kisi gecirmeye yetmedi. Rüzgarla gelen sessizlik hep yagmurla calkalandi.

Aynada gördügüm gercegi hep istedigim gibi algiladim . Hatir üzerine yasadigim bir hayat ne kadar gercek olabilirdiki?! Bilmiyorum cünkü hep baskalari daha iyi biliyorlardi...

Sen sustukca onlar daha fazla konusuyor...kimse hep beraber susalim diyemiyor. Gercekler istedigimiz sekilde yansiyor ve ne kadar dogru veya yanlis kimse soramiyor...cünkü artik sorgulamakla bazi isler olmuyor...

Yazmakta bir teselli gibi geliyor ama orda bile istedigin her cümle artik eski temiz haliyle anlam katamiyor...

Cok degistik cok degistirdik ama bir türlü memnun olamadik. Verilenle hic bir zaman yetinemedik hep daha fazla istedik, oysa daha fazla ne kadar eksik oluyormus bazen.

Temiz olan birseyi para icin kirletip sonra onu temizleye bilmek icin daha fazla para harcamak ne kadar mantik tasiya billirki....Deginmek istedigim hersey artik o kadar uzakki yazmak bile zor geliyor icimden.

Herkesin bildigi bir gercegi niye kimse kabullenmezki ? Korktugumuz, icimizdeki egolarin tatmin olmamasimi yoksa birgün aslinda coktan kaybettigimiz bu hayati kaybetmekmi ?!?

Bir gercek var oda kimse artik neyin dogru neyin yanlis oldugunu bilmiyor. Varsayimlar üzerine kurulmus bir düzende yasiyoruz. Tek ümidimiz alisik oldugumuz bir sistemin
degisime ugramamasi...Oysa degisim degilmidir hayati ilginc kilan? Oysa degisim degilmidir bize bu Dünyada yasam saglayan ?

Monoton dedigimiz deyim neye göre ölcülür ? Bu cok güzel bir soru degilmi ? Bilen varmi ? Ben bilmiyorum ne kadar monotonun iyi veya kötü oldugunu hic ölcme sansim olmadi !!!

Bu yazdiklarim kadar karisik bir yasam tarziniz var ne kadar siz güzel desenizde icinizin bir kösesinde birseylerin dogru olmadigini anlamaniz icin Aynaya bakmaniz yeterli....ve unutmayin
siz istediginiz kadar sussanizda bakmasanizda "Kral ciplak"....

Iyi Günler....