25 Aralık 2010 Cumartesi

...ne güzel bir Gece....




...hic farkina vardinizmi...farkinda olmadan...hic düsündünüzmü...veya hatirladinizmi...?

Ne zaman nasil olmasi gerektigini kimden ögrendiniz....?
Onlarmi söyledi?
Yoksa sizmi bu karari verdiniz?

Istedimiz gibi yasamak bazen daha zor geliyor insana degilmi?

...ama baskasinin istedigi gibi yasadiginda
...suclu aramak daha kolay kaciyor degilmi...?

....hatalar yaptigimiz hatalardan olusan bir zincir gibi büyüyen gecmisimizi olusturur...

....gelicegi düsünmeyiz cünkü gecmisimiz yormustur düsünme arzumuzu...

...gelicegi daha yasamadan sekillendirir ve sabirsiz bir sekilde gelmesini bekleriz....

...yani olmamis birseyi olmus sayip daha olmadan yasariz...ve o an geldiginde yasanmis gibi

...hatirlariz...!!!

...peki düslemek yasamaktan dahami güzel?

Yoksa sabirsizligimizin bize yasattigi bir yenilgimi?

Ve eger öyleyse o zaman bizi bu hayatta gercekten tek yenebilen kisi kendimiz olmuyormuyuz ....?!?

Düsünmek tabi güzel...ama nereye kadar...bunun siniri nerde bitiyor...ve bazen cok düsünmekten yasamayi unutabiliyormuyuz...?

Eger öyleyse niye yasiyoruz...niye o AN varken...olmayan bir ANI düsünüp kendimizi yoruyoruz....

Ne komik degilmi...zaman hic durmadan akiyor...bir akinti almis gidiyor....ve biz ortasinda....belkide elimizi uzatsak tutuna bilecek bir dal bulucagiz...ama kafamizi kaldirip etrafa bakmiyoruzki ...cünkü tek sorunumuz....belli olmayan bir zamanda...basimaza gelicek herhangi bir düsünce...sanki icimiz bizi hapis almis...sanki gözlerimizi kapatmis...

Sabahi beklerken....o an o Gecenin ne kadar güzel oldugun farkina varamiyorsan....o bekledigin Sabahin hic bir anlami kalmaya bilir....

13 Aralık 2010 Pazartesi

tek bir satir....




Hersey yazdigin ilk harfle baslar....hic bir anlam tasimayan tek bir harf...

...pesine harfler teker teker dizilir...cümleler olusur...sayfalara dönüsür...ve sen farkina varmadan...cok derinlerde bulursun kendini...

Algilamasi zaman zaman zor olan cümleler olusur...kalabalik bir sayfanin icinde bulursun onlari...ilk bakista carpmaz göze...cünkü sekil ve görünüs olarak hic bir farki yoktur digerlerinden....

Hani olur ya bazen kitabin bir sayfasinda...

...tek bir cümleyi... veya satiri arka arkaya okuruz defalarca...hic bikmadan. Hatta bazen o kitabi elimize alip sirf o satiri okumak icin arariz sayfalari...

...okuduktan sonra ise rahatlamis bir sekilde kaldiririz o kitabi...yüzlerce sayfa ...ama tek bir satir...bize o AN icin yeterli gelir...

Sonu belirsiz.. basiysa karisik...tek bir cümleyle baslar hersey...yazarin amaci birsey anlatmak...veya bir konuya deginmektir...zaman zaman kendi hayatindan katar bazi satirlar...zaman zaman etrafinda gördügü insanlari anlatir üstü kapali...

Bazen sonu bellidir bir yazinin senin tek görevin o sonu bulmaktir. Ve bazen öyle bir cümle olusurki o an birakirsin yazmayi...cünkü bundan sonrasi bos gelir okuyana...

Satirlar büyük bir kutu gibidir...disi güzel iciyse bos. Yazmaya basladiginda sen doldurursun o kutuyu...istedigin herseyi...her ANI...her ANIYI...her sevinci ...her hüzünü koyabilirsin ona....

sonra kapatirsin kapagini son güzel bir cümleyle...ve sunarsin insanlara...

Okuyanin görevi cok basittir...o kutuyu acan anahtari ...bu satirlarda bulabilmek...

...bulan cok azdir...buldum sananin sayisida okuyandan fazladir....

Bazi kutular hep kapali kalir...bazende o anahtari seneler sonra bulursun...cünkü okudugun bir kitap sana 5 sene sonra baska bir hikaye anlata bilir. Sanki dura dura ...icindeki satirlar degismis olur...anlami farkli...kokusu bile degisik olur...

Acilmiyan kutular...aklima özel Insanlari getirir ...hani vardir ya...hep actim sanirsin...hep anladim sanirsin...sonra icine bakmak icin uzandiginda....daha yolun basinda oldugunu anlarsin....

bir yerde hata yaptigini ...bir cümleyi eksik veya yalnis algiladigini anlarsin...
bu cok olur .... cünkü okudugun kitap zordur...veya daha öncekilerden cok farkli...cok daha derin...cok daha güzel...

oturup birdaha okursun...yeniden algilarsin...hic bikmadan...meraktan degil...istediginden...arzuladigindan...inandigindan...SEVGINDEN...

....eger gerekirse o Kitabi bi hayat boyu okursun...hic bikmadan...ve birgün o güzel sona geldiginde...okudugun her Satirin ne kadar degerli oldugunu anlarsin...

10 Aralık 2010 Cuma

seninle mutlu....




...zaman zaman duruyorum ...sanki el firenini cekmis gibi...ve etrafimda olan bitenlere bakiyorum...o an kimse görmüyor beni ...kimse algilamiyor...sanki bir Film izliyorum...hic bitmeyen ...senaryosuz bir Film.

Her durdugumda anliyorum ne kadar yoruldugumu...dinlenmek cok tatli geliyor o an insana...ama hayat devam ediyor...ve sen o an icin o hayattan kopuyorsun sanki...bi korku sariyor ...bi celiski...tedirgin ve telasli bi halde devam ediyorsun...daha etrafinda olan biteni algilamadan...devam ediyorsun o senaryosuz Filme.

Hep ben varim saniyorsun bas rolde....hep benim senaryom diyorsun kendine...cok ciddi oynuyorsun rolünü...cok güzel ... ama kimsecikler onaylamiyor...o sundugun hayat sanatini...

Ciddi gelmiyor sana artik...takiliyorsun kendine göre...yormuyorsun ruhunu...önemsemiyorsun hayati...yokmus gibi davraniyorsun...

Bir an icin hatirladigin eski günler sensiz kaliyor oracikta...zaman akisinda kaybetmis gibi ruhunun bazi parcalarini insan....üsümek gibi ...soguk degil...islanmak gibi ama susuz....aglamak geliyor icinden...gözyaslari akitmadan...

Sacmaliyorsun saatlerce rüzgara karsi...agzindan cikan sana bile sacma geliyor ama susmuyorsun...kusmak iyi geliyor...huzursuz bir ruhu cikarmak istiyorsun...ama olmuyor...yorgun bir vücut seni boguyor...

Oldugun gibi olmak icin...olamiyorsun sessiz....süsledigin her düs...hatirladigin her cümle...kayboluyor sensiz...

...ve sonunda arkana baktiginda...hic birsey göremiyorsun...ne bir insan...ne bi senaryo...nede bi rol..tek sen varsin ve bir gecmis...kimsenin önemsemedigi ...hatta senin bile unutdugun bir gecmis...

Sonra iniyorsun o aractan...yavas adimlarla devam ediyorsun o yola...yorulmadan mutlu...senaryosuz...büyümüs.

Ilk defa bir anlam tasiyor gittigin yol...günesin sicakligi teninle sanki sevisiyor...ama terlemiyorlar...cünkü rüzgar onlari ferahlatiyor...cok ILIk bir iliski icinde ...isiniyor tenindeki hücreler...yüzünde bir tebessüm ...yaninda ise bir Insan...senin gibi...sessiz ve huzurlu...ve seninle mutlu...

3 Aralık 2010 Cuma

...her hangi bir Gece...





....her hangi bir sehir...her hangi bir Zaman...önemsiz bir yasam...soguk bir Sokak...yanliz bir Rüzgar...ve karanlik bir yagmur...



...uzak bir An ...tutunmak imkansiz sanki...soguktan üsümüs bir ten...ve yagmurdan islanmis saclar...yanlizlik kaplamis her bir yanini...cok yanliz ve yorgun bir insan....



...anlam tasimiyan hatiralar....zamanin akisinda kaybolmus anilar...dalgin bir bakis...ve yorulmus bir vücut...

eksik bir düs....canlanmiyan bir hedef...karanlik bir yol...yürüyemeyen yorgun ayaklar...ve her hangi bir gece...



...ama yinede ayakta...yinede küsmemis....yinede yenilmemis bir vücut...bazen eksik bir düsü tamamlamak ne kadar zor olursa olsun imkansiz degildir...



...o an icin...



...unut bugünün bittigini...hatirla yarini ...bilmedigin bir ani düsle ..istedigin gibi ...sekillendir süsle...hatta sev...hatirla yarini...




...sonra bugün gibiymis gibi unut yine... tek bir ANI olsun aklinda... sanki yasanmis gibi...tek bir an olsun kalbinde sanki sevilmis gibi...




...düslemek icin yasa...unutmak icin düsleme...sevmek icin nefes al...yasamak icin unutma...hatirla...sevdigin anlari ...düsle olmak istedigin ani...



...gözlerini kapat...birak hislerin yönlendirsin...birak kalbin ümitlensin...vazgecme hep düsle...o elini tuttugun ani...vaz gecme hep düsle ...o gözlerine baktigin ani....



...rüzgar birak dans etsin etrafinda....sesi oksasin tenini hafif bir sekilde...ac gözlerini ...artik günes dogmus ve her yer aydinlik...umutla bak etrafina...eger hala yoksa yaninda...en azindan düsledin...kisada olsa....